Hikayelerin çoğunda anlatılanları dün yaşadık, bugün yaşıyoruz, şüphesiz yarın da yaşayacağız. Haksızlıklar, yanlışlıklar, palavra dolan, karalama, rüşvet…
Tam çirkinliği ve tam komikliğiyle birbirini izliyor zira. Yaşam şartlarının gülmek bir yana, soluk almayı dahi imkânsız kıldığı son senelerde Muzaffer İzgü gibi kalemler de olmasa, insan olduğumuzdan şüpheye düşeceğiz neredeyse… Azrail’in dahi rüşvet yiyip yemediğini düşünür olduk.
iş yeri açamayız, lüzumlu mektepler açamayız, sosyal evler açamayız,yollar açamayız,ama bu ülkede nedense bol bol dosya açarız. Duruşmaya bir işin mi düştü, hemen dosyan açılıverir. Pasaportmu alacaksın, hele form arzuhalin yanına boş bir dosya ekleme,hemen oracıktaki alakalı bozulu verir, «Nerde dosyası? diye.
Maliyede dosya açılır,tapuda dosya açılır, mektepte dosya açılır, sonunda öyle alışır ki insanoğlu, bu kere kendi evinde dosyalar açmaya başlar.Bu elektrik dosyası,bu su dosyası, bu hastalık dosyası, bu emeklilik dosyası…
Bir fişi yitir, bir kağıt parçasını yitir,yandın, «Ödemişsen fişini göster kardeşim»,Ay bak üsteleyip durma, zati az evvel şefle atıştım, burnumdan soluyorum, bir de, seninle uğraşmayalım burada, göster kağıdını, hı göstersene, hadi hadi göstersene! . .
Tak eder kafan, «Uh, nerde o kağıt, nerde o fiş, bir dosyalamamışım, bak görüyor musun şimdi?» dersin, ama iş işten geçmiştir.
pdf kitap indir , kitap indir, pdf kitap oku, pdf drive